“En çok yaşamış olan, uzun yıllar yaşamış olan değildir; yaşamanın anlamını en fazla anlamış olandır.”
Bir insanın dünya üzerinde ne kadar yaşadığı önemli olan nokta değildir. Kimi insanlar upuzun hayatlar yaşamış olsa da aslında pek de fazla şey yaşamış sayılmazlar. Bu hayatı gerçekten yaşamak, hayatın tadını çıkarmaktır.
İnsanlar kendilerine sevecekleri ve mutlu olacakları bir hayat kurmalı, her zaman anın değerini hissetmeli ve bunun hakkını vermelidir. Gerçekten yaşamış olan insan bu hayatta yaşadığı anın tadını çıkarmış ve kendi mutluluğuna vakit tanımış insandır. İnsanlar yaşamak için gezmeli, görmeli, okumalı, yazmalı, dans etmeli, şarkılar söylemelidir.
Bu söz, yaşamın süresi değil, yaşamın anlamı ve değeri üzerinde durur. Uzun bir yaşam sadece zamanın uzunluğuyla değil, yaşamı anlamlı ve değerli kılan deneyimlerin biriktirilmesiyle gerçekleşir.