Atatürk’ün bu sözüyle kastettiği şey, bir ülkenin egemenliğinin tümüyle millete ait olmasıdır. Yani, devletin gücü veya yönetimi herhangi bir kişi ya da gruba değil, sadece ve sadece halka aittir. Bu prensip, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarından biridir ve devletin yapısını şekillendiren en önemli ilkelerden biridir.
Bu ilke, aynı zamanda demokrasi ve insan hakları gibi diğer temel değerleri de içermektedir. Çünkü egemenliğin millete ait olması, halkın kendi geleceğini belirleme hakkına sahip olduğu anlamına gelir. Böylece, insanların kendi özgür iradeleriyle karar vermeleri sağlanmış olur.
Atatürk’ün bu sözü, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumak için mücadele ettiği Milli Mücadele döneminde de büyük bir rol oynamıştır. Türk halkı, egemenliklerinin millete ait olduğunu ve hiç kimsenin bu haklarını gasp edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.
Sonuç olarak, Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” sözü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinde çok önemli bir yere sahiptir. Bu prensip, demokrasi ve insan hakları gibi diğer temel değerleri içermekte ve Türk halkının bağımsızlığı ve özgürlüğü için verdiği mücadelede önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” sözü, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkesini yansıtır. Bu ilkeye göre, devletin yönetimi ve karar alma yetkisi millete aittir ve millet, kendi kendini yönetme hakkına sahiptir. Bu ilke, demokratik bir toplumun temeli olarak kabul edilir ve hükümetin milletin iradesine dayandığını vurgular.