Zekât vermek için kişinin ergenlik çağına ulaşması gerekir. Ancak sadaka her zaman verilebilir. “Bir sadaka bin belayı def eder” diye bir Atasözü vardır. Dinimizde zekât ve sadaka arasındaki ayrım bu şekilde yapılmaktadır. Aynı zamanda zekât vermesi için kişinin borcunun olmaması gerekiyor.
Dolayısı ile önce borçlarını ödemeli ve daha sonra zekât vermelidir. Kişi refaha kavuşmadan zekât vermemelidir. Zekât, hicretin ikinci senesi Ramazan orucundan sonra farz olarak kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de zekâttan bahsedilen ayetler arasında Ahzap Suresi 33, Araf 156, Bakara 43, 83, 110, 177, 277, Beyyine 5, Enbiya 73, Fussilet 7, Hac 41, 78, Lokman 4, Maide 12, 55, Meryem 31, 55, Mücadele 13, Müminun 4, Müzzemmil 20, Neml 3, Nisa 77, 162, Nur 37, 56, Rum 39, Tevbe 5, 11, 18, 60, 71. ayetleri bulunuyor.
Zekât ve sadaka, İslam’da yardımlaşma ve toplumsal dayanışma amaçlayan iki farklı kavramdır. Zekât, İslam’ın beş şartından biri olarak belirtilir ve genellikle zenginlerin gelirlerinin belli bir yüzdesini fakirlere verme yükümlülüğünü ifade eder.