4. Ünite Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Hayatı: 6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 75. Cevapları MEB Yayınları
1. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yaşamış olduğu Mekke ve Medine şehirlerinin içinde yer aldığı Hicaz bölgesinin Arabistan Yarımadası’ndaki konumunu haritadan araştırınız.
Cevap: Hicaz Bölgesi, Arap Yarımadasının en batı kısmında yer alır. Hicaz, Kızıldeniz’in kıyı şeritlerini boydan boya kaplamaktadır. Habeşistan ve Mısır’a kıyı komşuluğu yapar. Habeşistan ve Mısır arasında Kızıldeniz bulunur. Hicaz Bölgesi’nin üstünde Akdeniz bulunur.
Ayrıca, Hicaz’ın kuzeyinde Suriye, Filistin ve Ürdün gibi topraklar vardır.
2. I. Ünitede geçen peygamberlerin sıfatları konusunu tekrar okuyunuz. Bu sıfatların anlamları üzerine düşününüz.
Cevap: Peygamberlere verilen sıfatlar onların gönderiliş amacını niteler.
3. İbrahim ve Taha surelerinde yer alan Hz. İbrahim’in ve Hz. Musa’nın kıssalarını Kur’an-ı Kerim mealinden okuyunuz.
Cevap:
﴾35﴿İbrâhim şöyle dua etmişti: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut!
﴾36﴿Rabbim! Putlar insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldu. Bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir; kim de bana karşı gelirse artık sen çok bağışlayan, pek esirgeyensin.
﴾37﴿Ey rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, senin kutsal evinin (Kâbe) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki rabbim, namazı kılsınlar. İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara rızık ver ki şükretsinler.
﴾38﴿Rabbimiz! Şüphesiz ki sen gizlediğimizi de açıkladığımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.
﴾39﴿Yaşlılığıma rağmen bana İsmâil’i ve İshak’ı armağan eden Allah’a hamdolsun! Şüphesiz rabbim duaları kabul edendir.
﴾40﴿Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et.
﴾41﴿Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla.”
﴾9﴿Mûsâ ile ilgili bilgi sana erişti mi?
﴾10﴿Hani o bir ateş görmüş ve ailesine şöyle demişti: “Siz bekleyin, (şu uzakta) bir ateş bulunduğunu farkettim; belki ondan size bir kor parçası getiririm veya ateşin başında bir kılavuz bulurum.”
﴾11﴿Onun yanına geldiğinde kendisine “ey Mûsâ!” diye seslenildi.
﴾12﴿“İyi bil ki ben, evet yalnız ben senin rabbinim; artık pabuçlarını çıkar, çünkü şu anda kutsal vadide, Tuvâ’dasın.
﴾13﴿Ben seni seçtim, şimdi vahyedilecek olana kulak ver.
﴾14﴿Kuşkusuz ben, yalnız ben Allahım. Benden başka tanrı yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl.”
﴾15﴿“Onun vaktini herkesten gizlemiş olsam da, her bir kişinin yapıp ettiğinin karşılığını görmesi için kıyamet mutlaka gelecektir.”
﴾16﴿“Ona inanmayan ve kendi tutkularının peşinden gidenler sakın seni ona inanmaktan alıkoymasın, sonra sen de helâk olursun!
﴾17﴿Nedir o sağ elindeki, ey Mûsâ?”
﴾18﴿Dedi ki: “O benim asâmdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim, ona başkaca ihtiyaçlarım da var.”
﴾19﴿Allah buyurdu: “Onu yere at ey Mûsâ!”
﴾20﴿Hemen attı. Bir de ne görsün, o akıp giden bir yılan oluvermiş!
﴾21﴿Allah, “Tut onu ve korkma, biz onu hemen eski haline döndüreceğiz” buyurdu.
﴾22﴿“Şimdi de elini koynuna sok, bir hastalık yüzünden olmaksızın, bir başka mûcize olarak elin bembeyaz çıkacaktır.
﴾23﴿Böylece sana büyük mûcizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım.
﴾24﴿Firavun’a git, çünkü o sınırı çok aştı.”
﴾25﴿Mûsâ “Rabbim!” dedi, “Gönlüme ferahlık ver.
﴾26﴿İşimi bana kolaylaştır.
﴾27﴿Dilimden düğümü çöz,
﴾28﴿Ki sözümü iyi anlasınlar.
﴾29﴿Yakınlarımdan birini bana yardımcı ver.
﴾30﴿Kardeşim Hârûn’u.
﴾31﴿Onunla gücümü pekiştir.
﴾32﴿Onu da görevime ortak et.
﴾33﴿Ta ki seni bol bol tesbih edelim.
﴾34﴿Ve seni çok analım.
﴾35﴿Kuşkusuz sen bizi görmektesin.”
﴾36﴿Allah buyurdu: “Ey Mûsâ! Dileğin kabul edildi.
﴾37﴿Zaten sana bir kere daha lütufta bulunmuştuk.
﴾38﴿Hani annene şunu vahyetmiştik:
﴾39﴿Onu sandığa koy ve ırmağa bırak; böylece ırmak onu kıyıya çıkarsın ve benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri onu alsın. (Ey Mûsâ!) Senin üzerine kendimden bir sevgi bıraktım ki (sevilesin), nezâretim altında büyütülüp yetiştirilesin.
﴾40﴿Hani kız kardeşin onlara gidip de, ‘Ona bakabilecek birini size göstereyim mi?’ diyordu. Nihayet gözü gönlü şen olsun ve kederlenmesin diye seni annene kavuşturduk. ve birisini öldürmüştün de seni tasadan kurtarmış, ardından da seni ciddi sınavlardan geçirmiştik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkının arasında kaldın, sonra mukadder olduğu üzere buraya geldin, ey Mûsâ!
﴾41﴿Ben seni kendim için seçip yetiştirdim.”
﴾42﴿“Sen ve kardeşin mûcizelerimle gidin; beni anmakta gevşeklik göstermeyin.
﴾43﴿İkiniz beraber Firavun’a gidin, çünkü o sınırı çok aştı.
﴾44﴿Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer.”
﴾45﴿“Ey rabbimiz!” dediler, “Doğrusu onun bize karşı ileri gitmesinden veya daha da azmasından endişe ediyoruz.”
﴾46﴿Allah buyurdu: “Korkmayın, bilin ki ben sizinle beraberim; işitirim, görürüm.
﴾47﴿Ona gidip deyin ki: Biz senin rabbinin elçileriyiz. Artık İsrâiloğulları’nı bırak bizimle gelsinler. Onlara eziyet etme. Sana rabbinden bir mûcize getirdik. Esenlik doğru yolu izleyenlerin olacaktır.
﴾48﴿Bize vahyolunmuştur ki azap, asıl, (peygamberleri) yalanlayıp yüz çevirenlerin başına gelecektir.”
﴾49﴿Firavun, “Sizin rabbiniz de kimmiş ey Mûsâ?” dedi.
﴾50﴿Mûsâ, “Bizim rabbimiz her şeye özüyle ve biçimiyle varlık veren, sonra da işin yolunu yordamını gösterendir” diye cevap verdi.
﴾51﴿Firavun “peki” dedi, “Gelip geçen nesillerin durumu ne olacak?”
﴾52﴿Mûsâ, “Onlar hakkındaki bilgi rabbimin katındaki bir kitaptadır; rabbim ne yanılır ne unutur” dedi.
﴾53﴿Yeryüzünü sizin için bir beşik yapan, onda size yollar açan ve gökten su indiren O’dur. Onunla her çeşitten çift çift bitkiler çıkardık.
﴾54﴿Kendiniz yiyin, hayvanlarınızı da otlatın. Kuşkusuz bunlarda akıl sahiplerinin çıkaracağı dersler vardır.
﴾55﴿Sizi ondan yarattık, yine ona döndüreceğiz ve sonra oradan bir defa daha çıkaracağız.
﴾56﴿Andolsun ona bütün kanıtlarımızı gösterdik; fakat o yalan saydı ve kabule yanaşmadı.
﴾57﴿Dedi ki: “Ey Mûsâ! Yaptığın sihirle bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin?
﴾58﴿Biz de sana benzeri bir sihirle mutlaka karşılık vereceğiz. Şimdi sen, aramızda -senin de bizim de caymayacağımız- uygun bir yerde bir buluşma zamanı belirle.”
﴾59﴿Mûsâ, “Buluşma zamanınız şenlik günü ve ahalinin toplanacağı kuşluk vakti olsun” dedi.
﴾60﴿Bunun üzerine Firavun dönüp gitti; bütün tedbirlerini aldı, sonra (sihirbazlarıyla) geldi.
﴾61﴿Mûsâ onlara şöyle dedi: “Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa ağır bir ceza ile kökünüzü kazır; iftira eden mutlaka perişan olur.”
﴾62﴿Bunun üzerine yapacakları işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tutmaya çalıştılar.
﴾63﴿Şöyle diyorlardı: “Bunlar sizi sihirleriyle yurdunuzdan çıkarmak ve tuttuğunuz örnek yolu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdan başka bir şey değil!
﴾64﴿O halde siz de bütün hilelerinizi birleştirin ve saf düzeninde gelin. Bugün üstün gelen kendini kurtarmıştır.”
﴾65﴿Dediler ki: “Ey Mûsâ! Ya sen at, yahut ilk atan biz olalım.”
﴾66﴿O “Hayır, siz atın” dedi. Bir de baktı ki, onların ipleri ve sopaları yaptıkları sihirden ötürü kendisine doğru akıp geliyor gibi görünüyor!
﴾67﴿Mûsâ birden içinde bir korku duydu.
﴾68﴿“Korkma!” dedik, “Üstün gelecek olan kesinlikle sensin.
﴾69﴿Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yalayıp yutsun; onların yaptığı sihirbaz hilesinden ibaret. Sihirbaz ise amacı ne olursa olsun başarıya ulaşamaz.”
﴾70﴿Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve “Biz Mûsâ ile Hârûn’un rabbine iman ettik” dediler.
﴾71﴿Firavun şöyle çıkıştı: “Ben size izin vermeden ona inandınız öyle mi? Anlaşılıyor ki o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ama ahdim olsun ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece hangimizin cezasının daha şiddetli ve kalıcı olduğunu anlayacaksınız!”
﴾72﴿Onlar şu cevabı verdiler: “Bize gelen bunca apaçık kanıtlara ve bizi yaratana karşı asla seni tercih edemeyiz. Artık sen neye hükmedeceksen et; ama sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.
﴾73﴿Hatalarımızdan ve bize zorla yaptırdığın sihirden ötürü bizi bağışlaması için rabbimize kesin olarak iman ettik. Hayırlı ve sürekli olan Allah’tır.”
4. Sahabi, hicret, muhacir ve ensar kavramlarını sözlükten araştırarak anlamlarını defterinize yazınız.”
Sahabi: Hz. Muhammed’i (s.a.v.) görmüş onunla muhabbet etmiş kişilerdir.
Hicret: Göç etmek.
Muhacir: Göç eden kişi. Göçmen.
Ensar: Yardım eden kişiler.
Sizi çok seviyoruz cevaplar kısa ve öz harika teşekkürler. çok güzel çok işime yaradı sağ olun bay yada bayan
Çok işime yaradı teşekkürler gerçekten sağ olun sizi seviyoruz
Puanımız 10 üzerinden 💯💯 ödevleri buradan geçiriyorum
merhaba ben su kraliçesiyim uçabilirim ve su püskürtürüm büyü yaparım bana yaklaşmaya kalkışmayın çünkü ben ne dersem onu yaparsınız su perilerinin kraliçesi benim(bu arada ciddi anlayanlar için koyuyorum (!) ironi arkadaşlar
Ödevlerimde çok yardımcı oluyorsunuz çok teşekkürler
Cevaplar Gerçekten kısa ve güzel teşekkürler
Hem kısa hem cevapları doğru çok iyi bir site 😍👯
İşe yaradı ama biraz uzundu
Mükemmel bir site, gerçekten işime yaradı.
çok teşekkürler müthişim olmuş 🤩🤩🤩🤩
Sorunun cevabı için teşekkürler 👍👍👍
çok teşekkür ederiz sizi çok seviyoruz