5.TEMA Vatandaşlık: 7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 137-138-139-140-141-142-143-144. Sayfa Cevapları Dörtel Yayınları
1. Haksız davranışlar karşısında nasıl bir tavır sergiliyorsunuz? Sınıfta anlatınız.
Cevap: Haksız davranışlar karşısında haksızlığa susmaz tepki verir ve kabul etmem. Bu haksızlığın ortadan kaldırılması için elimden geleni yaparım.
2. Bir arkadaşınızın sorumluluğuna kefil oldunuz mu? Niçin?
Cevap: Bir arkadaşımın sorumluluğuna kefil oldum. Çünkü arkadaşımın sorumluluklarının arkasında duran bilinçli biridir.
Okuduğunuz metinde geçen aşağıdaki kelime ve kelime gruplarının anlamlarını metnin bağlamından hareketle tahmin edip yazınız.
Cevap:
felaket: Başa gelen kötü bir iş.
tereddüt etmek: Bir şeyi yapıp yapmamakta kararsız kalmak.
ceza: Yapılan bir hatanın bedelini ödemek.
teşebbüs: Bir şey yapmaya yeltenmek.
müsaade etmek: Bir şeyin yapılmasına izin vermek.
mühlet: Bir işin yapılması için verilen süre.
kefil olmak: Bir başkasının güvenirliğinin arkasında durmak.
Aşağıda, metinde geçen deyimler ve deyimlerin anlamları verilmiştir. Bu deyimlerle anlamlarını eşleştiriniz.
Cevap:
Okuduğunuz metnin konusu nedir? Yazınız.
Cevap: Metnin konusu birine kefil olmak ve kefil olmanın getirdiği sorumluluklar.
Okuduğunuz metinden çıkardığınız sonuç (ana fikir) nedir? Yazınız. Metindeki yardımcı fikirleri belirleyiniz.
Cevap:
Ana Fikir: Kefil olurken verilen sözleri yerine getirmek gerektiği.
Okuduğunuz metnin türünü ayırt edici aşağıdaki sorulara uygun işaretlemeyi yapınız.
Cevap:
Okuduğunuz metnin içeriğine yönelik sorular hazırlayıp sınıfta arkadaşlarınıza sorunuz.
Soru: Meros Kral’a neden sokulmuştur?
Cevap: Meros, şehri zalimden kurtarmak için Kral’a sokulmuştur.
Soru: Meros, neden mühlet istemiştir?
Cevap: Meros, kardeşini evlendirmek için mühlet istemiştir.
Soru: Kral, Meros’a kaç gün mühlet vermiştir?
Cevap: Kral Meros’a üç gün mühlet vermiştir.
Soru: Meros arkadaşından kendisine kefil olmasını isteyince ne tepki vermiştir?
Cevap: Meros’un arkadaşı kendisini kucaklayarak Kral’a kendini teslim etmiştir.
Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Cümlelerdeki anlatım bozukluklarını tespit edip bozukluğun nedenini yazınız.
Cevap:
Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı henüz.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Anlam bakımından aynı olan hala ve henüz aynı cümlede kullanılmıştır.
Kardeşim soruları hemen çözüverdi.
Anlatım bozukluğunun nedeni: “hemen” ve “-evermek” yapı ve sözcükleri işin hızlı olması anlamı taşıdığı için aynı cümlede kullanılamaz.
Herkes, petrol ücretlerinin yüksekliğinden yakınıyor.
Anlatım bozukluğunun nedeni: “Ücret” kelimesi yerine “fiyat” sözcüğü kullanılması gerekir.
Çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Cümledeki “çok” zarfı, özneden önce kullanılamaz.
Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.
Anlatım bozukluğunun nedeni: Buradaki cümlede olumsuzluk bildiriyor ancak deyimin anlam bakımından bu cümleye katkısı yoktur.
Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümleleri, zarf türünde kelimelerle tamamlayınız.
Cevap:
Sana __üç gün__ müsaade ediyorum.
Mühleti geçirmemek için mümkün olduğu kadar acele __geri__ dönüyordu.
Arkadaşımı kurtarmak için __çok geç__ kalacağım.
Bir yerine iki kişiyi kurban ederek fazilete __daha çok__ inansın.
Koruyucular __hemen__ kendisini __yakalayarak__ zincire vurdular.
Fakat sürekli bir yağmur __çabuk__ yürümesine mâni oldu.
__Durarak__ dinledi.
Sınıfa getirdiğiniz “Çocuk Hakları Sözleşmesi”nden maddeler okuyup bu maddelerle ilgili kişisel görüşlerinizi açıklayınız. Konuşmalarınızda uygun geçiş ve bağlantı ifadelerini (oysaki, başka bir deyişle, özellikle, ilk olarak, son olarak) kullanınız. Konuşurken yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin Türkçelerini kullanmaya çalışınız.
Cevap:
Çocuk Hakları Sözleşmesi bana göre çok doğru maddeleri olan dünyadaki en iyi anlaşmalardan birisidir. Çocuklar doğduğu andan büyüyüp geliştiği ana kadar her zaman yetişkinlerin bakımına ve gözetimine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle çoğu çocuk hakları hakkında bilgi sahibi değildir ve bu haklarını kullanmakta zorlanabilirler. Bu bakımdan çocukları haklarını kullanma becerisi olmadığından bu hakkı yetişkinler, onlara kullandırmalıdır. Bu durum ise bu anlaşmayla devletler tarafından kontrol altına alınması daha güvenilir olmuştur. Böylece dünyanın tamamında, tüm çocukların haklarının eşit şekilde korunmuştur.
Küçük yaşta çalışmak zorunda kalan bir insanın hayatını konu alan hikâye yazınız. Yazınızı zenginleştirmek için atasözü, deyim ve özdeyişlerden yararlanınız. Uygun anlatım biçimlerini (betimleme, öyküleme vb.) kullanınız. Yazınıza başlık koymayı unutmayınız.
Cevap:
Mustafa, küçük yaşta çalışmak zorunda kalan bir çocuktu. Annesi ve babası işsiz olduğu için ailesine yardımcı olmak için okulu bırakmak zorunda kalmıştı. Her sabah erken saatlerde kalkar, pazarda sebzeleri düzenler ve müşterilere yardım ederdi. Mustafa’nın günleri zorlu geçiyordu.
Bir gün, pazarda yeni bir tezgah açıldı. Tezgah sahibi, Mustafa’yı işe almak istedi. Mustafa, fırsatı kaçırmamak için kabul etti. Böylece daha fazla para kazanabilecek ve ailesine daha çok yardımcı olabilecekti. Günler geçtikçe, Mustafa işinde daha da iyileşti. Sebzeleri tanıyor, müşterilere doğru ürünleri seçmeleri konusunda yardımcı oluyordu. İnsanlar onun samimiyetini ve çalışkanlığını beğeniyordu.
Ancak zamanla, Mustafa’nın eğitimsizliği ve küçük yaşı nedeniyle bazı insanlar onu küçümsemeye başladı. Bir müşteri bir gün ona “Sen küçük bir çocuksun, ne anlarsın ki?” dedi. Mustafa üzüldü, ancak sinirlenmek yerine sakin kalmayı tercih etti. Müşteriye gülümseyerek, “Belki ben küçük bir çocuğum, ama sebzeleri iyi tanırım ve size doğru ürünü seçebilirim” diyerek cevap verdi.
Mustafa’nın samimiyeti ve çalışkanlığı pazarda yayılmıştı. Bir gün birkaç gazeteci onun hikayesini duyunca onunla röportaj yapmak istediler. Mustafa, heyecanla röportaj taleplerini kabul etti. Hikayesini anlatırken diğer çocuklara umut olmayı ve her türlü zorluğun üstesinden gelmenin mümkün olduğunu anlatmayı amaçladı.
Röportajlar, gazetelerde ve televizyonlarda yayınlandı. İnsanlar Mustafa’nın azmini ve başarısını örnek aldılar. Onun hikayesi, diğer çocukların da hayallerinin peşinden gitmesine ilham oldu.
Birkaç yıl sonra, Mustafa okuluna geri dönebildi ve eğitimini tamamladı. Pazardaki işini bırakmadı, ancak şimdi bir yanında kitapları, diğer yanında sebzeleriyle çalışıyordu.
Sınıfa bir anayasa kitapçığı getiriniz. Anayasa’nın 42. maddesini sınıfta okuyunuz.
Cevap:
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.
Güvenilir bilgi kaynaklarını etkili bir şekilde kullanarak eğitim öğretim haklarıyla ilgili bilgi toplayınız.
Cevap: Her insan eğitim ve öğretim hakkına sahip olarak dünyaya gelir. Bu eğitim öğretim hakkı Birleşmiş Milletler tarafından imzalanmış olan 28. madde ile tescillenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının 42. maddesi ile de bu hak tüm Türk milleti için sabitlenmiştir.
Çevrenizde sevilen, örnek alınan özelliklere sahip kişiler var mı? Varsa bu kişiler bu özelliklere nasıl ulaşmış olabilirler? Araştırınız.
Cevap: Çevremde sevilen, örnek alınan özelliklere sahip kişiler vardır. Bu kişiler çalışarak, planlı hareket ederek, adil olarak, risk alarak ve güler yüzlü olarak bu özelliklere ulaşmışlardır.