İnsanlar bu hayatı yalnızca bir kez şu an oldukları kişi olarak yaşayabiliyor. Ancak çoğu insan hayatlarını daha çok dışarıdan gelen etkilere yönelik olarak biçimlendiriyor ve çevresine göre bir hayat inşa ediyor.
Aslında bakıldığı zaman hayatta yaşanması gerektiği düşünülen belli basamaklar ve evreler söz konusu. Ancak kimsenin bu evreleri aynı şekilde yaşayabilmesi mümkün değil. Bir insan yalnızca bu verelere göre yaşamaya çalıştığında hayatın bazı önemli tatlarını kaçırıyor. Ben hayatı dolu dolu yaşamak sözünden insanların kendilerine önem verdiği, kendilerine iyi gelen şeyleri yaptığı, kendine vakit ayırdığı bir hayat yaşamasını anlıyorum. Herkes kendi sevdiği hayatı yaşamalı.
“Hayatı dolu dolu yaşamak” ifadesi, her anın değerini anlamak, deneyimlerden öğrenmek, tutkuyla yaşamak ve içinde bulunduğumuz anın tadını çıkarmak anlamına gelir. Bu ifade, sadece var olmak değil, aynı zamanda yaşamın zevkini çıkarmak, hedeflere ulaşmak ve olumlu etkiler bırakmak için çaba harcamayı da içerir.