Allah yarattığı her şeyi bir düzene ve ölçüye göre yaratmıştır. Dünyanın büyük bölümü sudur. Karalar suya göre daha azdır. Tam tersi olsaydı doğa susuzluğa dayanamazdı.
Nitekim bir göl kuruduğu zaman orda hayat duruyor. Mesela kaşımız gözümüzün üstünde değil de başka bir yerde olsaydı. Gözümüz korunamayacaktı. Terler süzülemeyip göze girecek göz sağlığımız bozulacaktı. Mesela karpuzlar tarlada değil de erik ağacında olsaydı olgunlaşamadan düşecek o muhteşem sulu tadı bilemeyecektik. Tatlı sularda sazan, kefal gibi küçük balıklar yerine köpek balığı olsaydı hayatımız tehdit altındaydı. Dünyamızın ısı ve ışık kaynağı güneş bir mil yakın ya da uzak olması kavrulmak ya da donmak anlamına geliyor. Her şey öyle bir düzen içindeki birinin bozulması domino taşı etkisi yapacaktır.
Çevremizi gözlemlediğimizde, bitkilerin yapraklarının düzenli bir şekilde sıralanması, gökyüzündeki yıldızların belirli bir düzen içinde olması ve canlıların vücut yapılarının karmaşık bir şekilde tasarlanmış olması gibi pek çok örnek, Allah’ın yaratmasındaki ölçü ve düzeni göstermektedir. Bu gözlemler, evrende var olan mükemmel düzenin bir yaratıcısı olduğunu düşündürür.